Nitekim dünyanın en çok okunan fizik kitaplarından birinde bu gerçek şu şekilde anlatılmaktadır:“...Ancak bu teorinin ciddi bir kusuru vardır. Dönen elektron enerjisini tamamıyla dışarı verir. Her dönüşte giderek çekirdeğe yaklaşır. Spiral şeklinde çekirdeğe doğru dönerken sürekli spektrumlu bir ışınım yapar. Diğer kelimelerle, Newton ve Maxwell’in büyük klasik teorileri en basit atomun karşısında bir işe yaramıyorlar. Değil dalgaboyları, spektrum çizgilerini dahi açıklayamıyorlar. Aslında, onlar atomun var olmaması gerektiğini tahmin ediyorlar.” ( David Halliday, Robert Resnick, Jearl Walker; (John Wiley & SONS, INC. ) Fourth Edition, Fundamental of Physics , Sayfa 1143 )
Yani atomlar doğada varolsalar kaçınılmaz olarak içlerine çöküp yok olacaklardı. Ama atomlar biz yalnızca onları gözlemlediğimizde parçacık gibi davranıyorlar. Gözlemlenmediği zamansa dalga olarak. Bu yüzden atom altı parçacıklar kuantum dalga fonksiyonları denen matematiksel ifadelerle açıklanıyor. Bu dalga fonsiyonu dediğimiz şey anlattığımız gibi maddesel gerçekliği olan birşey değil sadece matematiksel bir formüldür. Bu formüllerden de olasılık fonksiyonları denen başka matematiksel kavramlar elde edilir ve bunlar sayesinde elektronların bulunabilecekleri yerler tahmin edilir. Aşağıdaki resimde bu olasılık fonksiyonları ile elde edilen tahmini atom şekilleri var. Bu şekiller tamamen ihtimallerle ilgilidir. Hiçbir fiziksel gerçekliği yoktur.
Bir cismin gözlem yapılmazken konumundan, uzaydaki bulunduğu yerinden bahsedemiyorsak bu ne anlama gelir? Elbette ki böyle bir cisim yoktur. Materyalizm maddenin kendisini ilahlaştırıyor. Onu mutlak bir varlık olarak kabul ediyor. Maddenin uzaydaki konumu diye bir kavram olmaması ise ilah edindikleri maddeyi yokluğa atıyor.